
TARİHTE TÜRKLÜK
LÁSZLÓ RÁSÓNYI
Türkler,
tarihin en eski ve sürekli kavimlerinden biridir. Dört bin yılı aşkın
onurlu geçmişiyle Türkler; Asya, Avrupa ve Afrika kıt’alarına yayılmış
büyük bir ulustur. Türklerin, tarihin çok eski dönemlerinde, Orta Asya
topraklarında ortaya çıktıkları bilinmektedir. İlk topraklarının coğrafî
sınırlarını çizebilmenin olanaksızlığına rağmen, Türklerin ilk
yurtları, tarihsel kaynaklara göre, Altay dağları yöresidir. Tanrı
dağlarıyla Altay dağları arasında yaşayan Türkler, Altay kavimlerinden
sayılmışlardır.
Türklerin
tarihi, kavim olarak, Çin yazılı belgelerinin Kunlar adını verdikleri,
Hunlarla başlar. Ama, sözcük olarak Türk, çok eski çağlardan beri
bilinmekte ve kullanılmaktadır. Çin kaynaklarında Türk sözcüğü T’u-kûe
olarak yer almış, Tu-kin şeklinde yazılmıştır. Türklerden söz eden bir
diğer eski yazılı kaynak da Asurlulardan kalmıştır. Ninova
Kütüphanesinde bulunan ve M.Ö. 665 tarihini taşıyan bir tablette,
kuzeyden inen Türk atlılarının Asur ülkesini ele geçirişleri
anlatılmıştır. Türklerden söz eden en eski kaynaklardan biri de Herodot
Tarihi’dir. Bu ünlü tarih kitabında Türk adı Trykae (Turkhia) olarak
geçmektedir.
Türk
sözcüğünün bir kavmi, bir topluluğu ve bir devleti belirtmek amacıyla
ilk kullanılışı, dağınık ve göçebe Türk boylarının Göktürk siyasal
birliği çevresinde toplanmasıyla başlamıştır. Göktürk devletinin
kurulmasından sonra Türk sözcüğü tarihe, Orta Asya kavimlerinin büyük
çoğunluğunu belirten bir isim olarak geçmiştir.