Divan Bahçesi Türklerin, Türkçe
konuşanların oluşturdukları bir edebiyattır. Bu gerçeği hiçbir zaman
gözden uzak tutmadım. Bunun bir imparatorluk edebiyatı olduğunu bilerek
dilimizin, tarihimizin, kültürümüzün ve sanat anlayışımızın bu bahçenin
içinden geçerek oluştuğu, geliştiği ve inceldiği gerçeğini her zaman
kabul ettim. Çünkü bu bahçenin boyları selvi, gözleri nerkis, kaşları
yay, kirpikleri ok, saçları sümbül, ağızları gonca, dişleri inci,
yanakları gül, benleri nokta, göğüsleri yasemin, âşıkları bülbül olan
güzelleri, civanları biraz Arap ve Fars havası taşırlarsa da buram buram
Türk ve Türkçe kokarlar.
Divan
Bahçesi’ne bakmadan geçmemeli. Çünkü bu bahçenin saçtığı kokular,
zamanla, bütün bir halkın kavrayış gücünü belli belirsiz, yavaş yavaş
derinden etkilemiş, beslemiş ve geliştirmiştir. Bu bahçede Türkçe
öylesine yerinde, öylesine güzel ve ustaca kullanılmıştır ki, her söz
bir söyleyiş güzelliği, bir anlam bütünlüğü ve yoğunluğu kazanmıştır.
Kimi zaman bu bahçenin çimenleri size garip, çiçekleri biraz tuhaf
gelebilir ama her zaman düzeni ve görünümü çok güzel, anlamlı ve ustaca
olmuştur.
Nurer Uğurlu