ADRİYATİK’TEN ÇİN DENİZİ’NE İLK
TÜRKLER
NURER UĞURLU
İlk Türkler, bir başka deyişle
Eski Türklerin kimler oldukları, nerede ya da nerelerde yaşadıkları, neler
yaptıkları, daha bütün yönleriyle bilimsel olarak araştırılmış ve incelenmiş
değildir. Türklerle ilgili Avrupa ve Yakındoğu siyasal olayları ve toplumsal
gelişmeleri, XIX. yy. sonlarına doğru yüzeysel olarak incelenmiş, Çin ve Hint
yazılı kaynaklarıyla, çok geniş Avrasya bozkırları XX. yy. başlarına kadar
araştırmacısını beklemiştir. XXI. yüzyılda bile Asya’nın kimi bölgelerde küçük
Türk topluluklarına rastlanmaktadır.
Orta Asya bozkırlarında iki
önemli halkın –Hunlar ve Eski Türkler- ve adlarını duyuramamış diğer küçük Türk
boylarının birbirleriyle kaynaşıp yok oldukları bir dönemde (M. Ö. III. yy.),
kahramanlıkları Oğuz Kağan Destanı’nın da konusu olan Mete’nin (Destanda Oğuz
adıyla anılan bahadır, Mete’dir) tarih sahnesine çıkışı özellikle
incelenmelidir. Çünkü destana göre Hunların, milâttan önceki çağlarda ‘Türk’
adı verilen boy, Türkçe konuşan diğer boylar arasında seçkin bir yeri vardı.
Türkler, insanlık dünyasında,
Pasifik’ten Akdeniz’e, Pekin’den Viyana’ya, Horasan’dan Cezayir’e kadar uzanan
topraklarda yaşanan dört bin yılı aşkın tarih demektir.